Havza Haber Ajansı Uluslararası Servisi’nin bildirdiğine göre Ayetullah Arafi, Malezya’da Ehlibeyt (a.s) dostu Müslüman âlimler ve hocalardan bir grup ile görüştü.
Bu görüşmede Ayetullah Arafi, İslam Peygamberi’nin (s.a.a) mübarek doğumunun bin beş yüzüncü yıldönümünü tebrik ederek, Nehcü’l-Belâğa’da yer alan Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) özelliklerinden söz etti ve Nehcü’l-Belâğa’yı yüce İslam Peygamberi’ni tanıtmak ve tanımak için en değerli kaynaklardan biri olarak niteledi.
İlim Havzaları Genel Müdürü olan Ayetullah Arafi, Emirü’l-Müminin Ali’nin (a.s) Peygamber-i Ekrem (s.a.a) hakkında yüzü aşkın vasıf ve özellik zikrettiğini belirtti. Bunlardan bazılarını şöyle sıraladı: Peygamber’in kulluğu, Allah’ın eşsiz risalet görevi, peygamberliğin son halkası olması (hatmiyet), insanlık için tarih boyunca kapalı konuları aydınlatması, hakkı doğru yöntemlerle beyan etmesi, batıl ordularını yok etmesi, sahte ihtişam ve gösterişleri yerle bir etmesi ve ilahi emanet yükünü sabırla taşıması.
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi olan Ayetullah Arafi sözlerinin devamında Ehlibeyt (a.s) dostlarına ve toplantıda hazır bulunan hocalara birtakım tavsiyelerde bulundu. Malezya ve İslam dünyasının güvenliği, bağımsızlığı, birliği ve izzetine özen göstermeleri gerektiğini vurguladı ve özellikle İslam ülkeleri arasında, bilhassa İran ile Malezya arasında ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sunmaları çağrısında bulundu.
Ayetullah Arafi, İslam dünyasının medeniyet kimliği ve ümmet bilinci yaklaşımına dikkat çekerek aşırılıktan ve dar bakış açılarından sakınılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Ehlibeyt’in (a.s) mantığının hikmet, akılcılık, birlik ve ortak İslami kimlik mantığı olduğunu ifade etti.
Ayetullah Arafi İran İslam Cumhuriyeti’nin mantığını, İslam İnkılabı’nın zaferinden sonraki yıllarda mezheplerüstü bir mantık ve İslam ümmetine odaklanma olarak değerlendirdi. Özellikle Filistin ve mazlum Gazze halkının savunulmasını, İslami düzenin sabit ve değişmez politikaları arasında gördüğünü belirtti.
Son olarak Ehlibeyt (a.s) öğretilerinin yalnızca bir mezhep ya da kültüre ait olmayıp tüm insanlığın saadeti için evrensel ve insani bir söylem olduğunu vurguladı. Ayrıca İmam Humeyni (r.a), İslam İnkılabı Rehberi, Şehid Sadr ve Şehid Muttahhari gibi şahsiyetleri çağdaş dünyada Ehlibeyt (a.s) öğretilerinden beslenen hakiki âlimlerin örnekleri olarak tanıttı.
yorumunuz